sen aydınlatırsın geceyi

ölemiyorum be sahnesi eşsizdir. sırf o sahne için bile binlerce kez izlenir. kara sinemanın en iyi örneklerindendir bu film.

acayip güzel bir film. bir çok kısmı havada kalsa, bok gibi gözükse de taşrada yaşayan insanların varoluş sancısı çekebileceğini gösteriyor. niyedir bilmem, aklıma anayurt oteli ve gölgesizler'i getirdi. güzeldi. izleyin.

çok değişik bi film lan.

siyah beyaz olup, bu devirde kendini izletebilen mükemmel bir film

çok sağlam filmdi be hele ki sinemada izlediyseniz

sizi size uzaklaştırarak anlatır bu film.

(bkz: yarayla alay eder yaralanmamış olan)

bir çoğunun anlayamadığı, anlayanın hayran kaldığı, kursakta kalan film. ayrıca

şuanda izliyorum. biraz dikkat ederek izledim de burak aksak ile selçuk aydemir gerçekten çok benzerler. yani zaten kuzenler ama bence ortak ve onların ikisini de ciddi anlamda etkilemiş anılara sahipler. ya da değiller. ama yaptıkları işler çok benzer. sadece sen aydınlatırsın geceyi'de olan 2-3 tane benzerliği söyleyeyim, film daha bitmedi belki daha da görürsem yazıcam. bir kaç farklı kadınla birlikte olan adam ve o kadınlardan birinin kocası/oğlu. işler güçler ölemeyen bir adam. işler güçler özür dileme sahnesinde, erkek özür diler tam kadından tepki bekler, kadın kusar. üsküdara giderken

yarayla alay eder yaralanmamış olan bak nasılda sararıp solu vermiş tanrıça kederden

Deyimler bile gerçek oluyor oğlum filmde. mreyte büyüsü de ayrı bi yakalayıcı tabii. Dinleyin

acilen izlemem gereken film.

bu filmde hala çözemediğim şeyler var.sırf kadrosu için izledim. oldukça farklı bir film.sanat filmi eleştirmenleri bu filmin ileride çok daha değerleniceğini ve adından daha çok söz ettireceğini söylemişler.bekliyoruz bakalım.

uplamayın olum şunu, en son upladığınızda izleyip vizeye geç kalıyordum

türkiyenin sayılı film noir eserlerındendır. türkiyede üstüne biraz zor çıkılır bu filmin

Filmin müziği çok egzotik. Arapca sanirsam

lamba

tam anlaşılamayan film. ali atay izleyip gülmeye alışmışım. bu filmde aklıma leyla ile mecnundan sahneler, diyaloglar falan geldi. kendi kendime güldüm. millet tip tip baktı bana. bu mal neye gülüyor diye.

“yarayla alay eder yaralanmamış olan bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden sen çok daha parlaksın çünkü sen tüm göklerdeki yıldızların ilki #sen aydınlatırsın geceyi ” romeo ve juliet en sevdiğim sahnesi.

şu filmi anlayanların olduğu yerde olmaktan mutluluk duyuyorum yeminle.

filmin büyülü müziği ve eşsiz senaryosu çok başka bir film. bazılarına anlamsız gelebilir ama bence gerçekten izleyen biri için mükemmel bir film.onur ünlü farkı sanırım

yaseminde vaa mı şiirin içinde?

yüreğimi ağrıtan film,muhteşem oyunculara sahiptir

türk yapımı filmler arasında en iyiler dediğim grubun içindedir. şu anki whatsapp durumumdur ayrıca.

gerçekten başarılı bir filmdi. ah muhsin ünlü'nün yönetmenliği.. demet evgar ve ali atay'ın oyunculuğuna ise söylenebilecek tek söz yok. başlı başına bir başyapıt.

ağır psikolojik bir film. milyonlarca anlamı olan bu filmin bana göre en önemli anlamı belirsizlik. kavramları çatıştırarak beyin yakmış. uzun sayfalar boyunca tahlili yapılabilecek bir film cidden. ancak herkesin izlemesini önermem çünkü hayatınız mükemmel giderken bir filmle hayatınızı sorgulayıp kendinizi derin bir boşlukta ve anlamsızlık çukurunda bulabilirsiniz. filmin sevindirici kısmı ise türk sinema tarihinin sayılı psikolojik filmlerinden olması hasebiyle yıllar sonra kültleşeceğini düşündüğüm bir film.

çok beğendiğim bir filmdi ama tam olarak anlayamadım ne olduğunu beynimi yakmıştı zamanında

muazzam film.

kaba tabirle leyla ile mecnun ve şubat ekibinin oynadığı; senarist, yapımcı ve yönetmeni onur ünlü'nün piyasaya, sermayeye ve sinema salonlarına isyan ederek genel dağıtıma vermediği 2013 yapımı efsane film. sadece çevre tiyatrosunda gösterimi oldu, sinemasever bir arkadaşım vesilesiyle gittim filme. film sonunda da onur ünlü söyleşisi vardı. söyleşi dediğim de filmden sözlü yaptı adam. tam deli. velhasıl güzel film izleyin izlettirin.

"bu hayatta herkesin bir derdi var cemal. benimki de bu. ölemiyom be amına koyayım. eyi bi şey sanıyon bunu demi? herkesler öyle sanıyor ama gel bir de bana sor. en berbat tarafı ne biliyon mu? hiç kimseden hiçbir şeyden korkun kalmıyor. ar damarı çatlıyor adamın. doğru ne yanlış ne her şey karışıyor kafanda. bu amına koduklarımın 100 sene önce neye inandıklarını görsen çok gülersin. ben biliyom mesela. 100 sene sonra neye inanacaklar onu da biliyo olcem. ya her şeyleri biliyom ben cemal. hee her şeyleri bilmekle hiçbir şey bilmemek aynı şey. odun gibi oluyon işte. onun için çok fazla kurcalamicen meseleleri. eninde sonunda ölcek olan birisinin bu dünyanın derdini çözmesine imkan yok."

filmi izlerken anlamaya çalışmayın, bittikten sonra yorumlayın. aksi halde kafanız karışabilir. kimse yokken izlerseniz daha tatmin edici olur.

"ya biz hiç olmasaydık? şimdi varız ya? hiç ama hiç olmasaydık? sen olmasaydın ben olmasaydım? beni bilmem hadi de. sen olmasaydın dünya çekilmez olurdu. değmez olurdu yaşadıklarım, sen olmasaydın. ben ya da biz olmasaydık neyse de. sen olmasaydın hiç olmazdı."

mükemmel bir film. diyecek söz bulamıyorum.

i̇zlerken ara ara beynimden yanık kokusu hissettiğim sonunda vay be dediğim film. tavsiye ederim.

çok güzel film. tablodan esinlenilen ve kasabanın üzerinde uçulan sahneyi çok seviyorum, bi o kadar da filmin son sahnesini. ali atayın şiir okuduğu yeri de seviyorum. ben baya seviyorum sanırım abiler ablalar

"yarayla alay eder yaralanmamış olan. bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden. sen çok daha parlaksın çünkü... sen tüm göklerdeki yıldızların ilki, sen aydınlatırsın geceyi'' onur ünlü ismi bile izlemek için yeterli ve myrete bikaç hafta oynatma listemin en üstünü süsleyecek gibi tavsiye ederim izleyin

şuan başladığım film. başlarken sözlüklerde dolanıp hakkındaki yorumlara bir göz atayım dedim. kimse anlamamış. umarım anlarım diyerekten başlıyorum. yalnız ekip bayağı sağlam.

cemalle anlaşma yapan adam rolündeki ayşenil şamlıoğlu ve benim bunu sözlük yorumu okuduktan sonra anlamam? ve film cidden başyapıt. atasözlerinin gerçek olduğu bir film. (bkz: başımıza taş yağacak) ayrıca final sahnesinde uçma meziyetinin hapta olduğunu düşünüp hap içmesini çoğu kişi güçler bir yerde yetersiz kalır'a yormuş ama ben uçmak kıza aitti diye düşündüm. neyse. gerçekten harikaydı. tekrar izliycem çünkü mutlaka kaçırdığım yerler vardı. izleyin, izlettirin. harika!

yarayla alay eder yaralanmamış olan. bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden. sen çok daha parlaksın çünkü sen tüm göklerdeki yıldızların ilki, sen aydınlatırsın geceyi

“Yarayla alay eder yaralanmamış olan Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden Sen çok daha parlaksın çünkü Sen tüm göklerdeki yıldızların ilki Sen aydınlatırsın geceyi ” ...

"bu hayatta herkesin bir derdi var cemal. benimki de bu; ölemiyo'm be amına koyim. iyi bir şey sanıyorsun bunu di' mi? herkesler öyle sanıyor. ama gel bir de bana sor. en berbat tarafı ne biliyo'n mu? hiç kimseden, hiçbir şeyden korkun kalmıyor. ar damarı çatlıyor adamın. doğru ne, yanlış ne, her şey karışıyor kafanda. bu amına koduklarımın yüz sene önce neye inandıklarını bilsen çok gülersin. ben biliyorum mesela. yüz sene sonra neye inanacaklar onu da biliyor olacağım. yaa. her şeyleri biliyorum ben cemal. ha, her şeyleri bilmekle, hiçbir şeyi bilmemek aynı şey. odun gibi oluyorsun işte. onun için çok fazla kurcalamayacaksın meseleleri. eninde sonunda ölecek olan birisinin bu dünyanın derdini çözmesine imkan yok." - link not: (#2191776)

muhteşem bir onur ünlü filmidir. hayatınız gayet güzel gidiyorsa izlemenizi önermem. film, 'insan, endişeden yaratılmıştır.' sözüyle başlıyor. cemal (ali atay) annesi ve kardeşlerini evlerinde yanarak kaybetmiş ve bu olaydan sonra yıllar geçmesine rağmen travmayı üzerinden atamamış ve birçok kez intihara kalkıştığı için antidepresan kullanmaya ve de psikolojik yardım almak için kendisi gibi sorunlu bir doktora gitmeye başlar. asıl işi yan hakemlik ama maç olmadığı zamanlar babasının yanında, berberde, çalışır. bir gün yasemin'i (demet evgar) tarladan çıkarken görür ve aşık olur birtakım ilaçlarla uçmalar ve evlenirler. karısının patronu (serkan keskin) cemal'in babası gibi yakın bir adam ve cemal bir gün sekreteri (ezgi mola) ile patronu fingirderken görür. bu sekreterin boynundaki kolyeyle karısının boynundaki kolyenin aynı olduğunu fark edince karısının maaşının o kolyeyi almasına uygun olmadığını düşünerek karısının, kendisini patronuyla aldattığını düşünür. karısı sonraki gün eve geç gelince karısına şiddet uygular. doktora anlattığında ki muhteşem tepki verdiği sahnedir bir çıkış yol bulamaz. kendisini affetmesi için karısına şiir okumaya karar verir ve sokak kitapçısından shakespeare'in kitabını alır. karısına 'sen aydınlatırsın geceyi' şiirini okurken karısı kusar ve başkasından hamile olduğu ortaya çıkar. filmde halk arasında yer etmiş sözler de gerçek anlamlarında kullanılmış. cemal'in karısını aldattığında kasabaya taş yağması, kötü olarak lanse edilen yasemin'in patronunun ölememesi, doktorun gözünün kanaması vesaire. asıl anlatılmak istenen ise cemal biseksüel eğilimleri olan othello sendromlu birisinin olmasıdır. filmin ilk sahnesinde babası cemal'e bir şeyler söylerken cemal, babasını ortamdaki sineklerden kıskandığı için susar ve berbere gittiğinde bileklerini keserek ölmeye çalışır. tekrarlayan aldatma suçlamaları, güvensizlik, delil aramak ve en önemlisi tacize yeltenmek bu hastalığın belirtileridir. dolayısıyla cemal, doktoru ve karısının patronu othello sendromlulardır. ayrıca karısının patronunu vurduğu sahnede cemal'e söyler; - her şeyi bilmekle, hiçbir şeyi bilmemek aynı şeydir. iyi ki varsın onur ünlü!

sen aydınlatırsın geceyi,yokken bile

i̇zledikten sonra 10 dakika boş duvara baktım 'ben ne izledim şimdi?' diye. bir iki gün sonra anlayacak gibi oldum ama yok. sanırım bu filmi anlayacak kadar zeki değilim.

filmin sonunda siyah beyazdan çıkış renkli filme dönüşmesini beklemiştim hatta onun için izlemiştim ama hüsranla ve şaşkınlıkla bitti. bu neydi yani ne anlatılmıştı diye düşünüp durmuştum

onur ünlü ‘nün yazıp yönettiği 2013 yapımı film. film bilinçli bir şekilde vizyona girmemiştir ve türkiye'nin birçok yerinde oyuncu ve yönetmenin katılımıyla gösterimi yapılmıştır. ayrıca siyah-beyaz çekilmiş bir filmdir. filmdeki oyuncuların çoğu leyla ile mecnun ve şubat dizisinin kadrolarından oluşturulmuş. benim düşüncelerime gelirsek insan ilk izlediğinde böyle ne oluyor ya diyor kendi kendine.gerçekten çok değişik bir film olmuş. böyle izledikten sonra oturacaksın düşünüp, analiz yapacaksın. çünkü ilk izleyişte gerçekten ben ne izliyorum ya diyorsun ve tam olarak her şeyi anlayamıyorsun.sakin kafayla oturup bir daha izlemek istiyorum hatta. filmden şu herkesin aklında kalan repliği de bırakmak istiyorum sizlere. "bu hayatta herkesin bir derdi var cemal. benimki de bu. ölemiyom be a*ına koyayım. eyi bi şey sanıyon bunu demi? herkesler öyle sanıyor ama gel bir de bana sor. en berbat tarafı ne biliyon mu? hiç kimseden hiçbir şeyden korkun kalmıyor. ar damarı çatlıyor adamın. doğru ne yanlış ne her şey karışıyor kafanda. bu a*ına koduklarımın 100 sene önce neye inandıklarını görsen çok gülersin. ben biliyom mesela. 100 sene sonra neye inanacaklar onu da biliyo olcem. ya her şeyleri biliyom ben cemal. hee her şeyleri bilmekle hiçbir şey bilmemek aynı şey. odun gibi oluyon işte. onun için çok fazla kurcalamicen meseleleri. eninde sonunda ölcek olan birisinin bu dünyanın derdini çözmesine imkan yok."

Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden sen çok daha parlaksın çünkü...